

triple r, mevag,triple r türkiye,





HİDROLİK VE YAĞLAMA YAĞLARINDA KİRLİLİĞİN ÖNEMİ
Yağlama ve hidrolik yağları, makinalar için çok önemli olmakla beraber, işletmelerde yeterince önem verilmemekte ve genellikle yanlış uygulamalara maruz bırakılmaktadır. Özellikle yağ kirliliği konusunda filtre seçiminden öte bir çalışma çoğu kez yapılmamaktadır. Bu makalede, yağ kirliliğinin tanımı, kullanılan uluslararası standartlar, yağların nasıl kirlendiği anlatılmakta ve yağ kirliliğinin neden ölçülmesi gerektiği en belirgin nedenlerle cevaplandırılmaktadır. Ayrıca, Türkiye’de ve dünyada sanayiden verilen örneklerle yağ kirliliğinin azaltılması ile elde edilen kazançlar istatistiki olarak verilmektedir.
Makinalarda kullanılan yağlama yağlarının temel görevi karşılıklı çalışmakta olan iki yüzeyi birbirinden ayırmak; hidrolik yağlarının ise sıkıştırılamaz bir sıvı olan yağla güç veya sinyal iletmektir.
Yapılan araştırmalarda makina arızalarının önemli bir bölümünün yağlamayla ilgili olduğu ortaya çıkmıştır. Bu araştırmalarda kirliliğin özellikle çalışan yüzeylerin aşınması nedeniyle mekanik arızalara, hidrolik sistemlerinde ise valf arızaları ve yağ kaçaklarına neden olduğu anlaşılmıştır.
Yağ kirliliğinin tanınması, tanımlanması ve giderilmesi işletmelere yağın kullanıldığı her yerde hem tüketilen yağ miktarı açısından, hem makina arızalarının sıklığı açısından hem de makina ömrü açısından büyük yararlar sağlamaktadır.
Bu bildiride, yağ kirliliğinin tanımı ve izlenmesi ile ilgili bilgi ve örnekler sunulmaktadır.
YAĞ KİRLİLİĞİ NEDİR?
Yağlarda kirlilik, yağa baz yağ ve katkı maddeleri dışında karışan her türlü katı, sıvı ve gaz halindeki maddeler ve ısı transferi ile enerji katkısı olarak tanımlanabilir. Bu bildiride sadece katı maddeleri inceleyecek ve bundan sonra “kirlilik” tanımıyla sadece katı maddeleri tanımlamış olacağız.
Yağ kirlilik partikülleri, işletme ortamında bulunabilecek kimyasal tozları, çevre tozları olabileceği gibi yağın kullanıldığı sistemin aşınmasından kaynaklanan partiküller de olabilir. Yağda kirlilik denilince 0.5 mikron ile 100 mikron arasında partiküller kastedilmektedir. Ancak, genel uygulamada kullanılan çerçeve 2 ila 50 mikron arasındaki partiküllerdir.
Karşılaştırma amacıyla şu büyüklükler kullanılabilir:
İnsan saç kılı 80 mikron
Sokak tozu 40 mikron
Akyuvarlar 20 mikron
Talk tozu 10 mikron
Bakteri 3 mikron
Kirliliği tanımlamak için değişik standartlar kullanılmaktadır. ISO4406, Amerikan askeri standardı MIL- STD1246A, NAS1638, SAE749 ve ACFTD standartları arasında en fazla kullanılanlar NAS ve ISO’dur.
YAĞ KİRLİLİĞİNİN ÖLÇÜSÜ NEDİR?
Yağ kirliliği konusunda, henüz TSE Standartları arasında yayınlanmamış olmakla birlikte, ISO Standartları arasında yayınlanmış ISO4406 standardı mevcuttur. Bu standartta, yağın içinde bulunan yağ partiküllerinin sayısının tanımlanması için bir kod geliştirilmiştir. Bu koda göre, bir “taksim=bölü” işaretiyle ayırılan iki rakam kullanılmaktadır: a/b gibi.
Bu tanımda “a” yağ numunesinin 1 mL (mililitre)’sinde bulunan 5 mm veya daha büyük parçaların sayısını tanımlayan bir rakam, “b” ise yine yağ numunesinin bir mL’sinde bulunan 15 mm veya daha büyük partiküllerin sayısını tanımlayan bir rakamdır.
Bir yağın ISO kirlilik kodu, 20/16 olarak ifade edildiğinde, bundan anlaşılan: Bu yağın bir mililitresinde 5 mm partiküllerden 5.000-10.000 arasında bir sayıda parçacık bulunduğu, 15 mm parçacıklardan ise 320-640 arasında bir sayıda parçacık bulunduğu anlaşılır. ISO standartları bazen sadece 10 mm’luk parçacıkların sayısı verilerek ifade edildiği gibi, bazen hem 2 mm, hem 5 mm ve hem 15 mm parçacıkların sayısı a/b/c şeklinde verilmektedir. Bu son tarif edilen kodlama henüz sanayide kabul görmemiştir. En çok kullanılan tanım a/b şeklinde olan tanımdır.
ISO ve NAS Kodları Karşılaştırması
ISO NAS
21/18 12
20/17 11
19/16 10
18/15 9
17/14 8
16/13 7
15/12 6
14/11 5
13/10 4
12/9 3
11/8 2
10/7 1
YAĞ NEDEN KİRLENİR?
Yağların kirlenmesi birçok şekilde olabilir:
< >Baz yağ ve katkı maddelerinde bulunan ve imalattan gelen kirlilikTürkiye’de baz yağ sadece Tüpraş Aliağa Rafinerisi’nde üretilmektedir. Bu nedenle ithal olmayan her marka ve her cins madeni yağın baz yağı bu rafineriden temin edilmektedir. Modern rafinasyon tekniğinin gerektirdiği her türlü konuya titizlik gösteren bu rafinerimizin ürettiği yağların temizliğine de dikkat ettiği kuşku götürmez. Ancak, bu işlemler konusunda detaylı bilgiye sahip değiliz.
Ayrıca, baz yağı yağ üreticisine taşıyan tankerlerin tanklarının söz konusu ettiğimiz standartlar doğrultusunda ne denli temizlendiği hakkında da elimizde bir bilgi yoktur.
< >Baz yağ ve katkı maddelerinin depolanmasından gelen kirlilikDaha önce de belirtildiği gibi, yağ Türkiye’de sadece bir rafineride imal edilmektedir. Yağın orada imal edilişi, tankerlere yüklenişi, tankerlerle yağ imalatçısına gidişi, baz yağa katkı katılması, tekrar varillenip kullanıcıya yollanması sırasında kirlilik karışması çok kolaydır.
Türkiye’de bilgimiz dahilinde olan sadece 3 tane varil imalatçısı vardır. Bu imalatçıların varilleri ISO standardında temizleme işlemine tabi tuttuklarına dair elimizde bir bilgi yoktur. Kaldı ki, kullanıcıların depolamalarında da büyük sorunlar yaşanmaktadır. Ancak, bunun detayları bu bildirinin ilgi alanı dışındadır.
< >Yağların kullanıldığı sistemin imalatından veya çalışmasından gelen kirlilikHer makinanın imalatından sonra sisteminde kalmış olan kirliliğin “flushing” işlemi ile temizlenmesi gerekir. Bu işlem ne kadar iyi yapılırsa yapılsın sistemde kirlilik kalır ve bu kirliliğin temizlenmesi gerekir.
Her sistem çalışırken mutlaka kirlilik üretir. Hidrolik sistemlerde en büyük kirlilik kaynağı hidrolik pompalardır. O nedenle, hidrolik pompa seçiminde özellikle kaliteli pompalar seçmeye dikkat etmek gerekir.
-
Çevreden gelen kirlilik
Yağın kullanıldığı ortamda özellikle yağ tankının atmosfere açık olmasından, ilave edilen yağın kirlilik içermesinden kaynaklanan kirlenmelerde çevre tozu vardır. Bunun en başında gelen neden yağ tanklarının havalandırma borularının atmosfere açık olması, yağ ilavesi için kullanılan boşaltma tenekesinin kirlenmesi gelir. En büyük kirlilik kaynağı elbette yeterince contalanmamış yağ tanklarıdır.
-
Yağların kullanıldığı sistemin ürettiği kirlilik
Yağ sirküle edilen her sistemde dahili olarak aşınma parçacıkları üretilir. Bunlar da yağa kirlilik olarak eklenir ve daha fazla aşınmaya neden olurlar.
Kirliliğin boyutuna bir örnek olması için şu örneği verebiliriz:
15 Lt/dk Pompa 15 Lt/dk Pompa
ISO 21/18 ISO 14/11
Bir yılda dönen kirlilik miktarı Bir yılda dönen kirlilik miktarı
22 Kg 3,963 Kg
Beklenen pompa ömrü Beklenen Pompa Ömrü
2 yıl 14 yıl
Görüleceği gibi, yağ kirliliği makina ömründe çok büyük farklılık yapmaktadır.
YAĞ KİRLİLİĞİ NEDEN ÖLÇÜLMELİDİR?
Neden 1: Makina Ömrünü Uzatmak, Makina Arızalarını Azaltmak İçin!
Neden 2: Filtre Sisteminin Verimli Çalışıp Çalışmadığını Kontrol Etmek İçin!
Makina imalatında filtrasyon sistemleri genellikle yetersiz olarak dizayn edilmektedir. Çünkü birçok imalatçı dizaynını makinalarında olması gereken temizlik seviyesine göre dizayn etmemektedir. Yağ filtrasyonunu yapacak yeterlilikte ve fakat makinanın fiyatını olumsuz yönde etkilemeyecek en ekonomik pompa sistemi seçilmektedir.
Filtre sisteminin verimli çalışıp çalışmadığı ancak kirlilik bilançosu çıkarılırsa bulunabilir. Bu da kirlilik ölçülerek yapılabilir.
Neden 3: Filtre Sisteminde Arıza Olup Olmadığını Kontrol Etmek İçin!
Filtre sistemlerinin çoğunda filtre değişimi belli kullanım süresine göre yapılmaktadır.
Daha iyi filtre sistemlerinde ise diferansiyel basınç transdüserleri kullanılmakta olup, bunlar giriş çıkış basınçları arasında filtrenin tıkanması nedeniyle fark arttığı zaman belli bir basınç farkında ışık yakarak vs filtrenin tıkanmakta olduğunu gösterir.
Ancak, filtre yırtıldığında veya delindiğinde basınç farkı sıfırlanacağı için bu tip bir arızayı bulmak mümkün olmayacak, bu arada toplanmış olan tüm kirlilikler sisteme salınacaktır. Bu durumda hemen müdahale etmek gerekecektir.
Neden 4: Arızaları Gelişme Safhasındayken Yakalamak İçin!
Yağın bozulması,< >Rulman arızası,Dişli kutusu arızası,Pompa arızası,Korozyon,Piston ve silindir arızaları,Motor arızalarıHepsi yağa kirlilik salarlar. Gelişmekte olan arızalar kirlilik ölçümü yapılırsa problem büyümeden yakalanabilir.
Neden 5: Filtre Değişimine Karar Vermek İçin!
FiIltre kirlilik indikatörleri basınç farklılığına bağlı olarak çalışır; oysa, doğrusu filtrenin kirlen-diğinde değiştirilmesidir.
Kirlilik seviyesinin ölçülmesi buna imkan verir.
YAĞ KİRLİLİĞİ NEDEN ÖNEMLİDİR?
Eğer, birbirlerine karşı çalışan iki yüzey arasında “film” tabakası oluşturan yağ bozulmasa “teorik olarak” bu iki yüzeyin hiç aşınma olmadan çalışması mümkün olabilecektir. Ancak, birçok teori gibi bu teori de gerçek hayattaki durumdan uzaktır; çünkü, karşılıklı çalışan yüzeylerde aşınma mutlaka görülmektedir.
Yüzeylerde aşınma olması yağ filminin “yırtılması” sonucu meydana gelmektedir. Aradaki ince yağ filmi yırtılınca, metal yüzeyler birbirlerini işlemekte ve aşınma ile birlikte makina arızaları ortaya çıkmaktadır. Olayın tribolojik yönü, bir başka makalede incelenecektir. Olayın yağla ilgili yönü ise bu yazının konusudur. Öyleyse, yağ filmi neden yırtılmaktadır?
Yağ filmi yağın kalitesinin değişmiş olmasından kaynaklanır. Yağın kimyasal ve fiziksel özelliklerinde meydana gelen değişiklikler sonucu yağ, örneğin viskozite düşmesi sonucu yüzeylerin birbirlerine uyguladığı yükü kaldıramamakta ve yırtılmaktadır. Öyleyse, yağın özellikleri neden değişmektedir.
Yağın fiziksel ve kimyasal özelliklerinin değişmesinin nedeni yağın kirlenmesidir. Bu kirlilik kaynakları, daha önce listelenmiş olan, parçacık, ısı, nem gibi unsurlar olabilir.
Yağın kirliliğinin, yağın viskozitesini düşürmesi ve yağlanmakta olan bir rulmanın ömrü üzerine etkileri bir rulman firmasının bir araştırmasında en çarpıcı şekliyle ortaya konmuştur. Bu rapordan aldığımız verileri normalize ederek sunduğumuz, Tablo 2. Bağıl rulman ömrünün, yağ viskozitesi ve kirliliğinden etkilenmesini en bariz şekliyle ortaya koyuyor.
Kirli yağ kullanmak, viskozitesi %75 düşük yağ kullanmak demektir. Yağ viskozitesinin %50 azalması, rulman ömrünü 20’de 1’e düşürmekte, diğer bir deyişle,rulman ömrünü %95 azaltnmaktadır.
Burada sorulması gereken önemli bir soru da şudur:
Makinamızda kullandığımız yağın ölçümünü yaptırdık. Ancak, yağımızın sahip olması gereken ISO kodu ne olmalıdır? Hangi makinada ne kadar kirliliğe müsade edilebilir? Bu nasıl bulunur? Maalesef, bu sorunun yanıtı makina üretici firmaları tarafından henüz verilmemektedir. Bunun ampirik olarak hesaplanması gereklidir.
Bu sorunun cevabı yapmakta olduğumuz işin en önemli kısmıdır. Bu soruyu aşağıdaki kriterleri kullanarak hazırlayacağımız Olması Gereken Temizlik Düzeyi Saptaması ile cevaplandırabiliriz. Bunun için aşağıdaki kriterleri kullanabiliriz:
-
Yağ Pompamızın Kirliliğe Duyarlılığı
-
Yağımızın Çalışma Basıncı
-
Yağın Yük Altına Girdiği Strok Süresinin Pompanın Çalışma Süresine Oranı
-
Yağ Tipi
-
Sistemdeki Servovalf Sayısı
-
Yağda Su Miktarı
-
Kirlilik Aşındırıcılığı
-
Yağın Debisi
-
Sistemin Duruş Maliyeti
-
Sistemin Fiyatı
-
Arızada İş Güvenliği Riski
Bu kriterlere dayanarak makinada kullanılan yağın sahip olması gereken kirlilik düzeyi tesbit edilebilir.
Bugün sanayide yağ kullanılması gereken noktalarda genellikle makina üreticisinin tavsiyeleri takip edilir. Bu en tavsiye edilecek yöntemdir; ancak, bu uygulamalarda da mühendislik şüphesini elden bırakmamak ve tavsiyenin ne kadar sağlıklı olduğunu zaman zaman sorgulamak gerekebilir.
MAKİNA ARIZALARI ve ARIZA TEMEL NEDENLERİ
Makina arızaları, her sanayi işletmesinin hergün yüzyüze olduğu ve kaçınılamaz ve fakat giderilmesi için çaba verilmesi gereken bir olgu olduğu düşünülür. Birçok işletme bu nedenle, arızaların peşinde koşar ve daima arızaların bir adım gerisinde gider. Bu nedenle, bu işletmelerde, arıza tamiratı hiç bitmez!
Bu yazının amacı, bakım türlerini tartışmak olmadığından detaya girmeden, makinalarda “sağlıklı” yağ kullanmanın hem makina arızalarının önüne geçeceği, hem de yağ masrafını azaltacağını söylemek mantıka aykırı gelmeyecektir. Önleyici Bakım (Proactive Maintenance) olarak tanımlayacağımız ve 2000’li yılların kaçınılmaz bakım yöntemi olacak bu uygulamada, yağ makina arızalarını önlemede en önemli unsurlardan biri olarak görülmektedir.
Bir rulman firmasının ve ABD’de yapılan bağımsız bilimsel araştırmalar mekanik arızaların %42’si ile %70 arasındaki gibi yüksek bir orandaki arızanın kaynağının aslında tamamen yağa bağlı sorunlar olduğunu ortaya konmuştur.
Öyleyse, yağ ve yağlamayla ilgili sorunlar bir Temel Arıza Nedeni teşkil etmektedirler. Bu noktada, her makinanın üreticisinin genellikle makina etiketinde veya el kitabında yapmış olduğu yağ tavsiyesi ile ilgi 3 büyük varsayımın varlığını görmek gerekir. Makina üreticisi makinasının veya tezgahının şu üç koşulun varlığını varsayarak yağ önerir ve makina dizayn ömrünü bunlara bağlı olarak hesaplar:
Makina ömrü hesaplamada adı edilmeyen 3 varsayım:
1- Makina normal sıcaklık derecelerinde çalışacaktır!
2- Makinada kullanılan yağ temiz olacaktır!
3- Makina kaplin ve diğer ayarları tam olacaktır!
Görüleceği gibi, makina ömrü hesaplamada kabul edilen üç unsurdan biri, “yağın temiz olduğu”dur. Ancak, sahada çalışan her mühendis bilir ki, bu nadiren geçerlidir. Öyleyse, Arıza Temel Nedeni olan aşağıdaki faktörler incelenmeye değerdir.
Arıza Temel Nedenleri
·Yağ Kirliliği
·Yağ katkı Maddesi Tükenmesi
·Viskozite Bozulması veya Yanlış Yağ
·Balans Bozukluğu ve/veya Kaplin Ayarsızlığı
·Yanlış Montaj
·Aşırı Isınma
·ve diğerleri
Yukarıdaki nedenler giderildiği takdirde, makina arızalarının %90’ının önüne geçmek ve makina ömrünü uzatmak mümkün olabilecektir. Bu yazı, yağ kirliliği konusunu işlemeyi amaçladığından özellikle yağ kirliliği giderilmesi ile elde edilen kazançlara örnekler verilecektir.
General Motors - ABD
Bu büyük motor üreticisinin yaptığı bir araştırmada, dizel motorlarında silindirlerde aşınmanın 40 mm filtre yerine 30 mm filtre kullandığında %50; 15 mm filtre kullanıldığında ise %70 azaldığı görülmüştür.
Nippon Steel Demir Çelik - Japonya
Bu dünyanın en büyük demir çelik işletmelerinden biri olan bu işletmede yapılan 5 yıllık bir çalışmada, 170 adet hidrolik pompada kirlilik ölçümü ve takibi yapıldı. Bu çalışmalarla yağ kirliliği sadece %25 azaltıldı. Sonuç: pompaların ömrü 6 kat uzadı, pompa yenileme %90 azaldı, yağ sarfiyatı 1/4’e düştü.
Kawasaki Steel Demir Çelik - Japonya
Komple filtre sistemi ve yağ kirlilik izlenmesi ile hidrolik yağ kullanımında %80, hidrolik komponent arızasında %97 ve bakım giderlerinde büyük tasarruf sağlandı.
Manitowoc CNC Tezgahları - ABD
Uygulanan yağ kirliliğini azaltma programı sayesinde, 24 hidrolik pompanın birim ömrü 10.000 saatten
95.000 saate çıkarıldı. Yağ kullanımında yılda $27,000 tasarruf sağlandı.
SONUÇ
Hidrolik ve yağlama yağlarının temizliği makinaların sağlıklı ve arızasız çalışabilmesi, ömürlerinin uzun olması ve kullanılan miktar açısından çok önemlidir. Bu açıdan yağların temiz olmalarının sağlanması ve temizliğinin kısa periyodlarla ve sürekli denetlenmesi gerekir.
Sanayi uygulamalarında, bu yönde yapılan çalışmalar çok iyi sonuç vermiş ve işletmelerin bakım masrafları ve duruş saatleri azalmış, verimlilik artmıştır.
HİDROLİK SİSTEMLERDE FİLTRASYON
Hidrolik sistemlerde meydana gelen arızaların %75’in üzerinde bir oranda, yağ kirliliğinden kaynaklandığı, uzun süren istatistikler sonucu belirlenmiş bir gerçektir.
Arızalar sonucu duruşlar buna bağlı iş kaybı, komponent değişimi ve yağ değişimi masrafları gibi oluşan giderler çok yüksek boyutlara ulaşabilmektedir.
Hidrolikte kullanılan filtrelerin görevi yağın temiz tutulması değil, işletme masraflarının düşürülerek en aza indirilmesidir.
Bu bildiri filtrasyonla ilgili basit temel bilgilerin toplandığı bir çalışmadır. Bu itibarla endüstrinin her dalında hidrolik sistemlerle çalışan mühendislere veya bakım personeline doğru filtre seçimi ve kullanımı sayesinde üretim artışı buna paralel olarak maliyetlerin azaltılması mücadelesinde önemli bir enstürman oluşturmaktadır.
1.KİRLİLİK, KİRLENME TİP VE KAYNAKLARI
-
Kirlilik Tanımı
Hidrolik sistemlerde meydana gelen arızaların % 75 üzerinde bir oranda yağ kirliliğinden kaynaklandığı uzun yıllar süren istatistikler sonucu belirlenmiş bir gerçektir.
Kirlilik;
Üretim kayıpları
-
Komponent değişim masrafları
-
Yağ değişim masrafları
-
Duruş oranının yüksekliği gibi sonuçlar doğurmaktadır.
Hidrolik Yağların,
-
Enerji transferi
-
Hareketli parçaların yağlanması
-
Isı transferi
-
Hareketli parçalar arasında sızdırmazlık sağlanması gibi temel görevleri vardır.
Bunların birinin sağlanmaması büyük bir üretim hattının duruş ve buna bağlı olarak büyük boyutta üretim kayıplarına sebebiyet verebilmektedir.
-
Orifislerin tıkanması
-
Parçaların aşınması, paslanması
-
Yağın kimyasal özelliklerinin bozulması
-
Yağ katıkların özelliğini kaybetmesi
-
Viskozite özelliğinin bozulması gibi sonuçlar ideal yağın yukarıda sıralanan görevleri istendiği ölçüde yerine getirilmesine engel oluşturmaktadır. İşte bu olguya yağın kirlenmesi, yağ kirliliği diyoruz.
1.2.Kirlilik Tipleri ve Kaynakları
-
Parçacık (Partükül) Kirliliği, Kaynakları ve Önlemler
Rafineriden gelen Hidrolik sistem akışkanı, yeni yağ hidrolik sistem için uygun değildir. Bunun filtre edilerek kullanıma uygun hale getirilmesi gerekir.
Yağ içindeki parçacıklar 2 grupta toplanırlar. 5 mikrondan küçük olan parçacıklar ve 5 mikrondan büyük olan parçacıklar olmak üzere; 5 mikrondan küçük olan parçalar, hidrolik sistem komponentlerin uzun vadede aşındırma şeklinde hasar verirler.
Parçacık, partüküller yağa;
-
Hidrolik sistem imalat ve montaj esnasında
-
Yeni akışkan la birlikte
-
Çalışma esnasında dışarıdan (Extern)
-
Çalışma esnasında içeriden (İntern) ilave edilmektedirler.
Partükül kirliliğinin önlenmesi için
-
Depo üstüne kapak yerine,hava filtresi konulması gerekmektedir.
-
Hidrolik enstalasyon sonrası sistemin yıkanması (Flusching)
-
Hidrolik silindirin sızdırmazlık elemanlarının zamanında değiştirilmesi
-
Hortum boru ve blokların montaj ve bakım sonrasında plastik tapacıkla kapatılması
-
Hidrolik sisteme verilmeden önce yeni yağın filtre edilmesi gerekmektedir.
1.2.2.Su Kirliliği, Kaynakları ve Önlemler
Hidrolik akışkanın partüküllerden arındırılmış olması onun temizlenmiş olması anlamını taşımamaktadır. Yağ içinde bulunan su da aynı parçacıkda olduğu gibi kirlilik yaratmakta olup akışkandan uzaklaştırılmalıdır.
T
Su ile kirlenmiş akışkan ile çalışan hidrolik sistemlerde
-
Metal yüzeylerde korozyon
-
Aşınma
-
Rulman ömrünün kısalması
-
Katıkların etkisinin azalması
-
Viskozitenin değişimi
-
Elektriksel geçirgenlik artışı gibi negatif sonuçlar izlenmektedir.
Su kirliliği kaynakları ise;
-
Bozuk silindir sızdırmazlık elemanları
-
Depo sızıntısı
-
Kondensasyon-yoğuşma
-
Sulu soğutucu kaçakları olabilmektedir.
Yağın suyundan arındırılması için çeşitli yöntemler kullanılmaktadır.
Özgül ağırlık farkından dolayı yağ içindeki serbest su dibe çökecektir. Burada da toplanan su depoda ki drain vanaları ile deşarj edilir.
Bunun dışında Absorbsion, santifüj ile vakum altında su alma metodları kullanılarak yağ suyundan ayrıştırılmaktadır.
Absorbsion metodunda jel esaslı kimyasallar filtre elemanı olarak kullanılmakta hidrolik akışkan içinde mevcut serbest suyu bağlamaktadır. Bu metod düşük debili sistemler için uygundur.
Santrifüj metodunda yine yanlızca serbest suyun yağdan merkezkaç kuvvetleri ve özgül ağırlık farkı sayesinde ayrıştırılması mümkün olmaktadır. Bu daha çok yüksek hacimli sistemler için uygulanmaktadır. Verimleri yüksek değildir.
Vakum altında su alma metodu;
Normal şartlarda 100°C de kaynayan ve buharlaşan su düşük basınçlarda yani vakum altında daha düşük sıcaklıklarda buharlaşmaktadır.
Belli bir sıcaklıkta vakum odasına gönderilen akışkan içinde mevcut serbest yada bağlı su akışkandan ayrılıp buharlaştırılarak yağdan alınmaktadır. Bu metod yüksek debili sistemler için kullanılıp, verim yüksektir.
1.2.3.Hava Kirliliği Kaynakları ve Önlemler
Akışkan içinde serbest ya da bağlı şekilde hava bulunabilmektedir. Akışkan içindeki özellikle serbest havanın azaltılması gerekmektedir. Akışkanın içinde mevcut hava üzerine uygulanacak basınç tesiri ile lokal sıcaklık aşırı olarak yükselmekte bu şekilde yağ içinde mevcut katıklar yanmakta hatta yağın kimyasal yapısı bozulmaktadır. Yağ içindeki hava yağın sıklaştırılamazlık özelliğini yitirmesi sonuçunu getirmektedir ki performansı yüksek bir hidrolik sistemde kullanılan akışkan sıkıştırılamaz olmalıdır.
Akışkan içinde hava;
-
Yağlama özelliğinin azalması
-
Yağ sıcaklığının artışı
-
Güç aktarımında verim düşmesi
-
Depo da mevcut yağın köpüklenmesi
-
Kimyasal değişime uğraması
-
Metal parçaların daha hızlı oksitlenmesi
-
Oksitlenme ile birlikte aşınma hızının artması gibi negatif etkiler yaratmaktadır.
Hava sisteme;
-
Sistemde mevcut sızıntılardan
-
Depo havalığından
-
Pompanın hava emmesi şeklinde girebilmektedir.
Önlemler ise;
-
Sistemlere hava alma vanaları öngörülmeli
-
Depo dizaynı uygun olmalı köpüklenmeyi engellemeli
-
Dönüş hatlarına sanrifüjlü difizörler konulmalı
-
Pompa emişleri uygun dizayn edilmelidir.
2.AKIŞKAN TEMİZLİK VE STANDARTLARI
-
ISO 4406 Standart
Akışkan kirlilik seviyesinin bilinmesi ancak bunun ölçülebilmesi ile mümkündür. Kirlilik ölçümü akışkan içinde mevcut parçacık sayımı şeklinde gerçekleştirilmektedir.
Bu ölçüm, parçacık sayısı ve parçacık büyüklüğünün belirli miktardaki akışkanda yapılması ile gerçekleşmektedir.
ISO 4406 temizlik seviye standartı en geniş kullanım alanı olan bir standart olup parçacıkları 2-5 mikron arası, 5-15 mikron arası ,15 mikrondan büyük parçacıklar şeklinde gruplanmış ve her grup için mililitre için’deki sayısına göre ISO-sıralaması oluşturmaktadır.
2.2.Komponent Temizlik Gereksinimi
Genelde tüm hidrolik komponent üreticileri komponentin ömrünün ve performansının optimal olabileceği akışkanın temizlik standartlarını kataloglarında belirtmektedirler.
Bu standartlarda yağ kullanılmaması komponent ömrünü azaltmakta ve istenilen verimin alınmaması sonucunu doğurabilmektedir.
En iyisi ve en doğrusu sistemlerde kullanılacak yağın özellikleri ve temizlik standartının sistemde kullanılan komponentin üreticisi firmalarla birlikte belirlenmesidir. Ancak bu şekilde doğru bir filtrasyon düzeni kurulabilmektedir.
Tabloda Bazı hidrolik komponentlerin ihtiyacı olan yağ temizliği
Komponent ISO Kodu
Servo kontrol valfler 16/14/11
Oransal valfler 17/15/12
Paletli ve pistonlu pompa/motorlar 18/16/13
Yön ve basınç kontrol valfleri 18/16/13
Dişli pompa/motorla 19/17/14
Akış kontrol valfleri, silindirler 20/18/15
Yeni kulanılmamış yağ 20/18/15
3.FİLTRE ELEMANLARI ÇEŞİTLERİ VE SEÇİM KRİTERLERİ
-
Filtre Elemanı, Malzeme
Filtre elemanları metal, tel, kağıt, fiberglas yada sentetik elyaf gibi malzemelerin şekillendirilmesi ile üretilmektedirler. Bu elemanlar genelde iki katagoride incelenmektedir.
-
Yüzeyde süzme
-
Derinlemesine süzme
Yüzeyde süzme yapan elemanlar tel örgü veya metal olarak üretilmektedirler. Filtre yüzeyinde oluşturulan belirli ölçüdeki aralıklardan parçacıkların geçişi mümkün olmakta ölçünün üzerinde tüm parçacıklar yüzeyde yakalanmaktadırlar.
Bu tür elemanların hem filtrasyon verimi daha iyi hemde kir tutma kapasitesi yüksektir.
3.2.Filtre Elemanı Temizleme Derecesi Akışkandan Parçacık Ayırma Verimi beta Değeri
Filtre elemanının kalitesini o elemanın beta değeri belirlemektedir. b değerinin belirlenebilmesi için multipass test diye bilinen bir testin filtre elemanına uygulanması gerekmektedir. Multipass testi filtre elemanı performansının belirlenmesinde kullanılan bir standarttır.
Bu sürkülasyon esnasında filtre girişi ve çıkışındaki akışkan hassas ölçüm yapabilen laser parça sayıcılar ile kontrol edilmekte ve test sonunda bir b değeri elde edilmektedir. Elde edilen b değeri bu filtre elemanının verimi ifade etmektedir.
β = Filtreye giren parça sayısı Filtreden çıkan parça sayısı
Hidrolik sistemlerde çoğunlukla bx =75 özellikli filtreler kullanılmakta olup bunların verimi tablodan görüldüğü gibi % 98,7 dir.
3.1.Filtre Elemanı Ömrü
Filtre elemanı ömrü onun kir tutma kapasitesi ile orantılıdır. Elemanın kirlenmeye başladığı ilk zamanlar akışkanın geçtiği pasajların parçacıklarla tıkanması söz konusu olmaktadır. Ancak ilk dönemdeki tıkanma akışkan geçişine yetecek kadar diğer geçiş noktanın mevcut olduğundan herhangi bir basınç kaybına sebebiyet vermemektedir. Uzunca bir süre filtrasyon esnasında Äp basınç farkı çok yavaş bir şekilde artış gösterecektir. Filtre elemanı maximum ömrüne yakın noktalrdaki basınç artış hızı çok yüksek olmaktadır. Şekil 7 zaman içindeki basınç artışını aktarmaktadır. Äp basınç farkı belirli bir noktaya ulaştığında filtre iyice kirlenmiş akışkan geçişine mani olmaktadır. Bu elemanın değiştirilmesi gerekmektedir. Filtre elemanları ömrü imal edildiği malzemeye bağlı olarakta değişkenlik göstermektedir.
3.2.Filtre Gövde Seçimi
Filtre gövdesi filtre elemanını içinde bulunduran filtre elemanın hidrolik sistemle bağlantısını sağlayan komponenttir.
Gövde üzerindeki giriş ve çıkış bağlantıları sayesinde filtre elemanı hidrolik sisteme bağlanmakta buna ilave olarak filtrenin mekanik montajının yapılabilmesini sağlamak by-pass imkanı vermek ve kirlilik göstergesi gibi ilave fonksiyonlar için görevler üstlenmektedir. Gövdenin seçiminde birinci olarak basınç önemli rol oynamaktadır. Buna ilave olarak montaj şekli ve bağlantı ölçüleri filtre dizayn kriterleridir.
Filtreler genel olarak, emiş, basınç ve dönüş hatları için dizayn edilmektedir. Emiş ve dönüş filtreleri 34 bar’dan daha düşük basınçlar için basınç filtreleri ise 100-420 bar basınç aralığı için dizayn edilmektedir. By pass valfleri filtre tıkandığı zaman açılarak yağın belirli bir basınç altında akmasına izin verirler. Bu filtre elemanın yüksek basınçlarda parçalanmasına mani olduğu gibi emişte kullanıldığında pompaları kavitasyon tehlikesinden korumaktadır. By pass valfi bloke edildiği ya da kullanılmadığı durumda filtre elemanının sistem basıncına dayanabilecek sağlamlıkta olması gerekmektedir.
Filtre seçimi yapılırken Äp basınç kaybı kriteri önemli olanlardan biridir. Filtre elemanı temiz iken akış esnasında ölçülen Äp1 ile By pass açma Äp2 basınçları arasında 1/2 veya 1/3 gibi bir orantının oluşturulması gerekmektedir. Örneğin hidrolik sistemin debisi 50lt/dak için By pass basıncı 3,6 bar olarak belirlenmiş ise; sistemde kullanılması gereken filtre (gövde+eleman) toplam basınç kaybı 1,2 bar ile 2,4 bar sınırını geçmemelidir.
3.3.Filtre Çeşitleri
Filtreler sistem üzerinde bulundukları yere göre emiş, dönüş, basınç ve Off-Line olarak 4 grupta incelenmektedir.
3.3.1.Emiş Filtreleri
Pompa emiş hatlarında yer alırlar pompaların kirlilikten korunması görevini üstlenirler. Tank içine yada bir gövde ile birlikte tank dışına hatta monte edilebilirler. Emiş filtrelerinin kirlenmesi ve akış limitasyonu sebebiyle yüksek Äp dolayısıyla da pompalarda kavitasyon tehlikesi mevcuttur. Bu sebeple pompa imalatçı firmaların tavsiyelerine uymak gereklidir.
-
Basınç Filtreleri
Pompa ile sistem arasına yerleştirilirler hatta akan yağın basıncı ve debisine uygun bir basınç filtresi seçilmelidir. Basınç filtreleri tüm sistem için olduğu kadar oransal ve servo ventiller gibi hassas komponentleri korumak için de kullanılabilirler.
-
Dönüş Hattı Filtreleri
Görevi depoya dönen yağın temiz tutalmasıdır. Sistem de çalışma esnasında oluşan kirlilik depo dönüşündeki son kompenent olan dönüş filtresi tarafından tutulmaktadır. Dönüş hattında olması sebibiyle basınç oldukça düşüktür. Dönüş filtreleri ikiz olarak kullanılabilmekte biri kirlendiğinde diğeri devreye verilmekte bu esnada kirlenen eleman temizliği veya eleman değişimi gibi bakım işlemleri rahatlıkla yapılabilmektedir. Dönüş filtreleri By pass’lı ya da By pass’sız olarak kullanılabilirler.
3.3.4.Off-Line Filtreleri
Genelde hat tipi filtreler olarak da tanımlanabilirler. Ana hidrolik devreden bağımsız bir sirkülasyon devresi oluşturulur. Bu devre üzerinde yerleştirilen filtreler depo da mevcut akışkanı sürekli süzerek belirli bir standartta temizlik sağlanabilmektedir. Bu hatta genelde bir de soğutucu ilave edilerek yağ sıcaklığıda kontrol altında tutulabilmektedir. Bu çeşit filtrasyon özellikle kompenentlerin korunması amaçlı kullanılmazlar. Ana sistemden bağımsız olarak çalıştıkları için ana sistem durdurulmadan filtrenin servis edilmesi temizlenmesi, elemanın değiştirilmesi vs. mümkündür. Off-Line filtreleri için pompa debileri (lt/dak) ana depo hacminin enaz %10 u kadar seçilirler.
-
AKIŞKANIN ANALİZİ
Akışkan kirliliği ile ilgili sağlıklı bir bilgi almanın yolu, akışkan analizi ile mümkündür. Gözle yapılan kontroller sağlıklı bir sonuç vermezler akışkan analizinde uygulanan metodlar;
1-Mikroskopik Analiz
Bu metod’da akışkan temiz bir filtreden geçirildikten sonra filtre elemanı mikroskop altında incelenmektedir. Kirlilik gözle insan insiyatifi kullanılarak belirlenmeye çalışmaktadır. Bu hata oranı yüksek ifade yeteneği düşük bir metoddur.
2-Laser parça sayıcı ile analiz
Bu metod da akışkan bir boru içinden geçerken laser yardımıyla içinde bulunan 2 mikrona kadar tüm parçacıkların hem sayısı hemde büyüklükleri belirlenmektedir. Bu metodla parça kirliliği ile ilgili ISO- NAS standartlarında uygun son derece doğru hassas ölçümler yapılabilmektedir.
3-Laboratuvar Analizi
Akışkanın laboratuar şartlarında viskozitesi, su içeriği, parça kirliliği, spectromatik analizleri mikrografisi gibi akışkan ile ilgili tüm analizleri yapılabilmektedir. En gelişmiş metod olup çok sağliklı bilgiler alınabilmektedir.
SONUÇ
Arızalar sonucu duruşlar buna bağlı iş kaybı, komponent değişimi ve yağ değişimi masrafları gibi oluşan giderler çok yüksek boyutlara ulaşabilmektedir.
Hidrolikte kullanılan filtrelerin görevi yağın temiz tutulması değil, işletme masraflarının düşürülerek en aza indirilmesidir.
Bu bildiri filtrasyonla ilgili basit temel bilgilerin toplandığı bir çalışmadır. Bu itibarla endüstürinin her dalında hidrolik sistemlerle çalışan mühendislere veya bakım personeline doğru filtre seçimi ve kullanımı sayesinde üretim artışı sağlanacaktır. Buna paralel olarak maliyetlerin azaltılması mümkün olmaktadır.
KAYNAKLAR
[1] The Handbook of Filtration Parker Hannifin Hydraulic Filtration Division [2] Filtration Technology, Bulletin 0241-B1, Parker Filtration Division
[3] Hydraulic and Lube Filtration , 2300-000-8 USA, Global Filtration Technology, PH Hydraulic Filter Division
HİDROLİK YAĞLARINDA KİRLİLİĞİN VE SUYUN KAYNAĞI
Yağlar, hem su hem de kirlilik partikülleri için bir mıknatıs gibidir; kendisine zararlı bu iki elemanı üzerine çekmeye çalışır. “Higroskopik” yani “suyu kendine çeken” bir madde olan sıvı yağlar, havada uçuşan kirlilik partiküllerini de aynı oranda kendilerine cezbederler. O nedenle, bu iki zararlı unsurdan yağları korumak, ayrıca bir gayret gerektirmektedir.
Yağa karışan kirlilik genellikle gözle görülmez; gözle görülen kirlilik de önemli zarar verici partiküller değildir. (bunlar, çalışma sonucu ufalandıklarında daha tehlikeli olurlar.) İnsan gözü 40 mikronun altını görmez. Oysa özellikle hidrolik devre elemanları, örneğin servovalflerde sürgü-muhafaza açıklığı 0.5-
2.0 mikron arasındadır. Bu nedenle, servovalfler için en tehlikeli partiküller boyutu 2-10 mikron arasında olanlardır.
Hidrolik yağlarına kirlilik ve su birkaç şekilde girebilir:
-
Yağ üretiminde, tankerle nakil sırasında, depolanmasında üretici tarafından harmanlanmasında ve/veya varillerden
Yaptığımız ölçümlerde, değişik firmaların ürünü olan hidrolik yağ örneklerinin hepsinin bir hidrolik devrede kullanılamayacak kadar kirli olduğunu bulduk.
Türkiye’de madeni yağ üretimi sadece Tüpraş Aliağa Rafinerisi’nde yapılmaktadır. Bu rafineride üretim sırasında wax’ı yağdan ayırmak için döner vakumlu filtrasyon yapılmakta ve üretilen madeni yağ depolanmaya gönderilirken de üretim sonrasında yağa karışmış olabilecek kirlilikleri alabilmek için kağıt filtre ile süzme yapılmaktadır. Ancak, debiyi düşürmemek için bu filtre ince bir filtre olarak seçilmez. Amacı kaba talaş, kir vs’yi almaktır.
Tankerle taşımada, tankın içinin herhangi bir özel temizleme işlemi olmadığı gibi, yolculuk sırasında ortamın sıcaklık değişimi ve tozuna maruz kalan tank kapakları ne kadar iyi sıkılırsa sıkılsın nefes alarak atmosferik nemi ve mikron boyutlu toz partiküllerini içeri alır.
Depolanılarak bekletilen yağlarda toz partikülleri büyük ölçüde çökerek yağdan ayrılabilir ancak, ebatları küçük partiküller yerçekimini reddedercesine yağda asılı kalabilirler.
Yağ varillerinden kirlilik karışması da söz konusudur. Türkiye’de varil üretimi hali hazırda 3 firma tarafından yapılmaktadır. Bu firmaların hiçbirinde varilin üretim sonrasında yıkanması işlemi yoktur. Varil üretiminde herhangi bir temizleme işlemi olmayıp üretim sırasında kaynak çapağı vs’nin kalmaması için azami gayret gösterilmektedir.
Kabul edilmelidir ki, kaba bir filtreleme ve dinlendirmenin ötesinde baz yağ üreticisi ve yağ üreticisi (harmanlayıcısı) tarafından hidrolik yağlarda bulunması gereken nitelikte filtrasyon yapılarak satış yapılması, maliyeti ciddi şekilde yükseltecek bir unsurdur ve bu nedenle, dünyada genel eğilim, bu hizmetin baz ve harmanlanmış yağ üreticisinden beklenmemesi, yağın kullanılmadan evvel makina haznesine boşaltılması sırasında filtre edilerek dolum yapılması yönündedir.
-
Yağ varildeyken nefes alma yoluyla
Tüm yağ varilleri gövde boyunca kaynak dikişi ve kapaklarda presleme kıvırma yoluyla imal edilirler. Böylece, özellikle kapak dış etkenlere açık zayıf noktadır. Kaynak dikişinden herhangi bir madde geçişi olamaz ama alt ve üst kapaklar, sıcaklık değişimleri sonucu genleşme ve büzülmelere uğrarlar. Kapakla gövde kıvrılırken araya conta vazifesi görecek bir malzeme de sürülerek kıvırma öyle yapılır. Ancak, gece ile gündüz arasında farkın yüksek olduğu bölge ve mevsimlerde, gündüz sıcaklık yoluyla genleşen varil, gece soğuyunca ek yerlerinden ve özellikle de boşaltma ve nefes alma tapalarından içeri nem alır ve gün boyu ısınan varil içi atmosferindeki nem, gece soğumasıyla varil iç çeperinde yoğuşarak damlacıklar halinde yağa karışır. Aynı şekilde, yağ varilinin depolandığı ortamda havada asılı bulunan veya rüzgarla sürüklenen toz zerrecikleri kapaktan sızabilir ve kirlilik bu şekilde de varile girmiş olur.
Varil üreticileri de belli sızdırmazlık testlerinden (2.5 Bar hidrolik basınç ve 0.3 Bar sızdırmazlık testi) geçirdikleri varilleri ayrıca bir temizlik işlemine tabi tutmaları maliyetleri arttıracaktır. O nedenle, en ekonomik ve doğru çözüm yine kullanıcının gerekli temizlik önlemlerini alması yönündedir.
-
Su soğutmalı veya suyla temas imkanı olan sistemlerde delinme sonucu
Özellikle, eşanjör soğutmalı sistemlerde istenmeyen bir şekilde eşanjörde meydana gelen bir delinme ile çevirilmekte olan yağa su karışabilir. (Açık çalışan yağlama yağlarında yağın direkt olarak ortamdan nem kapması da söz konusudur.)
Aynı şekilde buharlı ortamda çalışan yağlarda da yoğuşma şeklinde yağa su karıştığı görülmektedir.
-
Kaçaklardan hava girişi ile ve iyi izole edilmemiş yağ tankı kapaklarından
Hidrolik devrelerde zaman zaman görülen kaçaklardan yağ sızıntısı olması kaçınılmazdır. Birçok işletmede yağ tankı kapakları iyi contalanmamış, iyi contalanmış olanlarında ise bazen açık unutulduğu görülmektedir. Bu durum, yağ israfı ve çalışma ortamının her açıdan tehlike ve görüntü bozukluğu ISO9000, QS9000 ve özellikle ISO14000 kalite belgesi almış ve almaya çalışan kuruluşlar ve tabii ki aslında tüm sanayi kuruluşları için ciddiyetle ele alınması gereken bir husustur.
Yağın kaçtığı noktada yağın yerini içinde nem ve kirlilik de içeren atmosferik hava almaktadır. Bu hidrolik yağlarına kirlilik ve nem girişine neden olduğu gibi bu tip yağlar için kabul edilmez bir durum olan köpüklenmeyi de körüklemektedir.
-
Çalışma sonucu üretilen kirlilik
Hidrolik sistemlerde özellikle kirlilik pompalarda üretilir. O nedenle, hidrolik sistem pompalarında kaliteli pompa kullanmak gerekir. Varsa, hidrolik pistonlarda da kirlilik üretilebilir; bu da genellikle sıyırma işlemi sırasında pistona yapışan kirlilik partiküllerinin sıyırıcı lastikleri ve nihayetinde piston yüzeylerini aşındırması ile ortaya çıkar.
Hidrolik yağlarında kirliliğin ve suyun giderilmesi
Hidrolik yağlarında olması gereken ISO kirlilik seviyeleri aşağıdaki tabloda önerildiği gibidir. Kabul edilmelidir ki, böyle bir tablo bilimsel verilere dayanmaktan uzak olup tecrübeyle elde edilmiş olan empirik bilgilere dayanmaktadır. Bu nedenle, bu tablo iyi bir başlangıç noktası olmalı, ondan sonra her kullanıcı kendi tecrübeleri ışığında buradaki seviyeleri rektifiye etmelidir.
KİRLİLİĞİ VE SU KARIŞMASINI GİDERMEK İÇİN NE YAPMALI ?
Bir işletmede yapılması gereken, işletmede Yağ Seferberliği başlatmaktır. Bu seferberliğin amacı:
-
Kullanılan yağ miktarını azaltmak,
-
Hidrolik devre elemanlarının ömrünü uzatmak,
-
Hidrolik sistem arızalarını azaltmak olmalıdır.
Bunun için aşağıdaki adımlar sırasıyla atılmalıdır:
İncelemeye alınacak tüm yağların olması gereken kirlilik seviyelerinin tesbit edilmesi gerekir. Bunun için yukarıdaki Tablo 4 ve literatürde bulunabilecek diğer benzer kriterlerle yola çıkılarak bir İşletme Yağ Kirliliği Bilançosu çıkarılmalıdır.
Yukarıda bulunan seviyelere kademeli olarak ulaşmak için Kirlilik Hedefleri belirlenmelidir. [3] Eldeki mevcut Filtrasyon Sistemi Tablosu çıkarılmalıdır. Hangi yağda ne tip filtre kullanılmaktadır ve bu filtreler temizleme işleminde ne kadar başarılı olmaktadır; bunların tesbiti yapılmalıdır. Bunun için önce her yağdan numune alınıp kirliliğinin ölçülmesini sağlamak, sonra da işletmenin tercih etmekte olduğu filtreleri değerlendirmek amacıyla, hiç kullanılmamış bir filtrenin giriş ve çıkışından alınan numunelerde kirlilik sayımı yaparak, filtrenin satıcının iddia ettiği gibi mi, yoksa gerçekten ne kadar kir tutabildiğini saptamak gerekir.
Şayet filtre işlevini yerine getirebiliyorsa sorun yoktur; yok değilse, istenilen kalitede filtrasyon yapabilecek bir başka filtre sistemini devreye sokmak gerekir. Bunun için gerekli yatırımlar Yağlama Pilot Bölgelerinden başlayarak yapılmalıdır.
Yağlama sistemine kirliliğin nereden girdiği araştırmalıdır. Bunun için aşağıdaki sistemler dikkatli bir
şekilde gözden geçirilmelidir:
-
Yağ Satınalma: Satınalma sırasında yağın fiyatının yanısıra yağın viskozitesinin ve asiditesinin (TAN) istenilen şartlara sahip olduğu teyid edilmelidir. Viskozitesi ±%10 gibi tanımlarda bulunan yağlardan endişe etmek gerekir; zira, ±%15 viskozite limiti yağın artık kullanılamama sınırını tanımlamaktadır. Yağ varillerinin sağlam, passız ve ezilmemiş olması önemlidir, zira ezik varillerden nem ve kirlilik girişi mümkündür. Varillerin ikinci el varil olmaması tercih sebebi olmalıdır. Bir işletmede kullanılan yağların çeşidini mümkün olduğunca azaltmak gerekir; o nedenle, detaylı bir çalışma yapmak ve İşletme Yağ Menüsü’nü gözden geçirmek gerekir.
-
Yağ Depolama: Variller kesinlikle kapalı ve havalandırması iyi bir depoda saklanmalıdır. Çimento, demir-çelik, metalürji gibi sektörlerde bu odanın havalandırmasına basit bir hava filtre sistemi de yapmalıdır. Variller kesinlikle yatay şekilde ve tercihan üzerine rulman yuvarlayıcılar takılı eşekler üzerine yerleştirilerek saklanmalıdır.
-
Şayet makinanın yağ tankına boşaltması direkt olarak varilden yapılacaksa, yağ mutlaka portatif bir filtre cihazından geçirilerek pompalanmalıdır. Eğer, varilden daha küçük miktarlarda alınarak kullanılacaksa, o zaman varil depolamaya konulmadan yine portatif filtre ile bir kapağından alınıp öbür kapağından verilerek filtre edildikten sonra eşek üzerine konulmalıdır.
-
Yağ Dağıtımı: Yağ dağıtımı kapalı bir dolapta ve plastik çöp torbaları içinde ağzı bağlı olarak saklanılan dağıtım kutuları ile yapılmalıdır. Mekanik atölyesinin bir köşesinde gün boyu havadaki tozları kendine çeken “sinek kağıdı gibi” bir doldurma kutusu kullanılma-malıdır. Depodan makinanın tankına götürürken yolda hava ile teması kesecek tüm ted-birler alınmalıdır. Greslerde dolum ağzı açık tenekelerden yapılmamalı ve gres teneke-sinin ağzı mutlaka iyi korunmalıdır.
-
Doğru Yağ Dolumu: Yanlış yağ dağıtımını önlemek için varilin boşaltma musluğu ve kapağının üzerine mutlaka 10 cm çapında bir daire içine seçilecek bir rengi boyayınız. Bunun için örneğin turuncu renk Shell Tellus 68 yağı gösterebilir. 5 cm çapında kesilecek ve yine turuncuya boyanacak sacdan bir dairenin de bu yağın konacağı tankın doldurma kapağına bir bakır telle bağlanması gerekir. Böylelikle yanlış yağ dağıtımı engellenir. En büyük yanlışlar en masumane şekillerde yapılır; bunu unutmamak gerekir. Karışmış yağı hurda etmekten başka yapacak birşey de yoktur.
-
Soluma Filtresi Takılmalı: Bir çok büyük hacimli yağ tankına kirlilik, aslında kapaktan ve nefes alma (soluma) borusundan girer. Takılacak bir Soluma Filtresi ile hem kirlilik hem de nem girişi önlenir. Her yağ tankının mutlaka sıkıca kapatılacak contalı bir kapağı ve hem nemi hem de kirliliği süzecek bir soluma filtresine ihtiyacı vardır.
-
Hidrolik sistem gözden geçirilmeli: gevşemiş fittingler sıkılmalı ve bu kontrol ve sıkma işlemi periyodik bakım prosedürü olarak iş emri talimatlarına girilmelidir. Hiçbir yağ kaçağı ve sızıntısı araştırılmadan, “miktar nasıl olsa az” diye arkası bırakılmamalıdır. Yağın çıktığı yere kirlilik ve su girmektedir.
Periyodik olarak yağ kirliliği ve su miktarı ölçülmelidir. Mühendislik ölçmek demektir. Ölçülmeyen şey bilinemez. Hedeflere varılabilmesi için, temel prensip olan kirlilik ve su girdisini azaltmak ve olanı da hemen uzaklaştırmak gerekir.
6 ay periyodlarla yapılan işlemlerin ve elde edilenlerin genel bir değerlendirmesi yapılıp, bir sonraki 6 ay için planlama yapılmalıdır.
Yapılacak bu çalışma için, yağ üreticilerinden ve filtre üreticilerinden destek alınabilir. Yağ üreticilerinin büyük çoğunluğu çok ciddi anlamda hizmetler sunabilmektedir. Ancak, konu yağı değerlendirmek olunca, üçüncü şahıslara da danışmakta ve yağları gerekirse üçüncü şahıslara test ettirmekte yarar vardır.
Yağ kirliliği ve su içerimini önlemede yapılması gerekenler daha önceki bölümlerde incelenmişti. Yağa buna rağmen girmiş olan veya üretilmiş olan kirliliği ve nemi gidermek için filtrasyon sistemleri kullanılmalıdır.
FİLTRELEMEDE ÖNEMLİ HUSUSLAR
Filtre konusunun da sanayimizde zaman zaman yanlış anlaşılan bir konu olduğunu görmekteyiz. Son zamanlarda piyasada bir motorla bir dişli pompayı ve bir filtre elemanını bir araya getiren herkes özellikle portatif filtre satmaktadır. Oysa, filtre seçimi dikkatli hesap yapılmasını, yağın viskozitesinin, sıcaklığının ve debisinin harmanlanarak bir filtre sistemi dizayn edilmesini gerektirir. Aksi takdirde, alınan filtre arabasının neden iş görmediği bol bol konuşulur.
Filtre sistemi seçilirken özellikle filtenin işletme maliyetine dikkat edilmelidir. Zira birçok filtre sistemi, alındığında ucuz olabilmektedir. Kolayca tıkanabilen veya su ile şişebilen filtreler, kartuş fiyatı ucuz da olsa kartuş satıcını maaşa bağlamaktan başka işe yaramaz.
Filtreleme işleme mutlaka ameliyathanede çalışan doktor titizliği ile yapılmalıdır. Tank içine sarkıtılacak by-pass (veya off-line) filtre giriş ve çıkış borularının ağzı temiz olmalı, bir önceki tanktan pislik taşımamalıdır.
SONUÇ
Yağlara kirlilik ve su karışması sanayinin sürekli yaşadığı bir problemdir. Bu problemin işletmelere ciddi maliyeti olmakta ve özellikle sanayimizde yeterince dikkatle ele alınmamaktadır. Bunun sonucu olarak, sanayimizde gereğinden fazla yağ kullanımı vardır. Türk sanayisinde kullanılan yağ miktarının gerçekte kullanılması gereken yağ miktarına oranı 4.4 dür. Yani Türk sanayisi, ihtiyacının %440’ı kadar daha fazla yağ kullanmaktadır.
Çünkü, tonlarca yağı değiştirmek için yönetimden para almak, o yağın değiştirilmesini engelleyecek ve sistemin ömrünün uzamasını sağlayacak teknolojiye yatırım için para bulmaktan çok daha kolaydır. Zira yukarıda da belirttiğimiz gibi yağ, mutlaka harcanması gerektiği zannedilen ve sorgulanmayan bir harcama kalemidir. Bu yanılgı öylesine traji-komik bir duruma ulaşmıştır ki, asıl amaçları yağ satmak olan yağ firmaları takdire şayan bir yaklaşımla kullanıcıların bu aşırı harcamasını önleyici tedbirler önermekte, kullanıcının yapamadığını yapmaktadır.
Sonuç olarak, her işletmenin hidrolik sistem ömrünü, sağlığını ve yağ profilini ortaya çıkarması ve buna göre tedbirler alması gerekir. Bu araştırmada yağ ve su kirliliği önemli bir yer tutar.
HİDROLİK SİLİNDİRLERDE YAĞ İÇİNDE HAVA PROBLEMİ
Bir sızdırmazlık elemanının yıpranmasına birçok etken sebep olabilir. Yağ içinde hava bulunması bunların en önemlilerindendir. Meydana getirdiği etkileri 3 ana başlık altında inceleyebiliriz. Bunlar jet kesme etkisi, dizel etkisi ve kavitasyondur.
Jet Kesme Etkisi
Yağın içinde hava çözülmüş ya da çözülmemiş şekilde bulunur. Moleküler olarak çözülmüş hava tüm hidrolik yağlarda bulunur. Gaz molekülleri yağ moleküllerine ya karışmıştır ya da tutunmuşlardır. Akışkanın türüne göre içinde çözebileceği hava miktarı değişkendir. Bu tür çözülmüş havanın yağın sıkıştırabilirliğine, viskozitesine veya sızdırmazlık elemanının etkinliğine olumsuz etkisi yoktur. Yağın içindeki çözülmemiş hava, özellikle düşük basınçlarda (yaklaşık 60 bar) akışkanın çok değişik davranış göstermesine neden olur. Örneğin akışkanın hızı artar ise, içindeki hava kabarcıklar şeklinde uzaklara taşınırlar. Basınçlandırılan akışkan çözülmemiş hava içerirse, bu hava sıkışır ve sızdırmazlık elemanı yuvasına kadar kendisine yol bulur. Daha sonra burada basınç düştüğünde sıkıştırılmış durumda bulunan kabarcıklar serbest kalırlar ve çok büyük bir enerji ile genleşirler. Bundan sadece sızdırmazlık elemanı değil, pistonun metal yüzeyleri de olumsuz etkilenir, yüzey pürüzlülüğü artar. Eğer bu patlamalar sonucu sızdırmazlık elemanında oluşan çizikler boyuna ise bu kılcal kanallar bir nozul etkisi yapar. Akışkan ivmelenirken bu nozullarda jet etkisi yaparak bu bölgelerde kesikler açar. Bu sırada akışkan parçacıkları boşluktan süratle geçerek sızdırmazlık elemanının arka kısmına ulaşırlar ve sızdırmazlık elemanının sırt yüzeyini aşındırırlar. Eğer akışkan içinde fazla miktarda çözülmemiş hava varsa bu genleşme sızdırmazlık elemanını iki parçaya ayırabilir. Bu tip zararlar daha çok kauçuk emdirilmiş bezden mamul sızdırmazlık elemanlarında meydana gelir. Bunun sebebi ise yapısının homojen bir kauçuk sızdırmazlık elemanına göre daha fazla gözenekli olması ve hava geçirgenliğinin fazla olmasıdır. Bu zarar tasarı aşamasında akma boşluğunu artırarak önlenebilir. Zira burada sızdırmazlık elemanını yıpratan akma değil, sızdırmazlık elemanının arkasına kaçan basınçlı havadır. Basınçlı hava kabarcıkları homojen elastomer sızdırmazlık elemanlarına da nüfuz ederek, genleştiğinde sızdırmazlık elemanını yıpratırlar. Bu sızdırmazlık elemanları söküldüğü zaman genelde yıpranmanın sızdırmazlık elemanının dinamik sızdırmazlık dudağı yüzeyinde olduğu görülmektedir. Sızdırmazlık elemanının hacmi genişlemiş ve malzemesi yumuşamıştır. Hidrolik sistemlerde kısa stroklarda da basınç şokları meydana gelebilir ve sistemde bulunan hava kabarcıkları çok yüksek ısı enerjisi ile yüklenirler. Bildiğiniz gibi ideal gaz denkleminde basınç ile sıcaklık doğru orantılıdır ve basınç artınca sıcaklık da artar Isı yüklü hava parçacıkları genleştiği zaman yüksek sıcaklık ve gerilim kuvveti ile sızdırmazlık elemanı yüzeyini eriterek buradan parçalar kopartırlar. Araştırmalar bu hava kabarcıklarının sıcaklığının 200 °C’den çok fazla olduğunu, hatta 1000 °C’ye ulaşabildiğini göstermiştir. Bu sıcaklık hava kabarcığının sıkışmadan önceki büyüklüğüne, basınca, hıza ve yüke bağlı olarak değişir.
Dizel Etkisi
Hidrolik silindirlerde en ciddi hasarlar yağın içindeki havanın dizel etkisi patlamasından olur. Süratle sıkıştırılan hava aniden o kadar yüksek bir sıcaklığa erişir ki, ortamdaki hava-yağ karışımının yanarak patlamasına neden olur. Değişken yüklere karşı çalışan silindirlerde bu durum daha fazla görülür. Bu patlama sırasında patlamanın olduğu bölgede basınç nominal çalışma basıncının 5 ile 6 misli artmasına sebep olur. Bu da başta sızdırmazlık elemanı olmak üzere yataklama malzemeleri ve metal yüzeylerde hasara yol açar. Sızdırmazlık elemanı ve termoplastik parçalarda hasar, bölgesel yanma ve erime şeklinde görülür. Sonuç olarak, dizel etkisinin yol açtığı hasarlar gözönüne alınırsa, yağ içindeki hava miktarının kontrolünün çok önemli olduğu anlaşılmaktadır. Bu nedenle yağ tankı içerisine, pompaya, valflere ve silindirlere havanın girmemesi için önlemler alınmalıdır. Bir silindir değiştirilirken veya yeni devreye alınırken içerisinde hava olmadığından emin olunmalıdır. Aksi takdirde jet etkisi ve dizel etkisi sızdırmazlık elemanını bozacaktır. Normal basınçta yağın hava doygunluk noktası aşıldığı anda sistem tehlikededir. Hatta doygunluk noktasının altında bile sistemde oluşacak vakum havayı yağdan yoğuşturarak ayırabilir ve sızdırmazlık elemanına hasar verebilir. (Bkz. Kavitasyon) Sorunlu bir silindirde hasarlı sızdırmazlık elemanı sökülürken mutlaka bu pistonun tasarımcısı ve sızdırmazlık elemanı üreticisi ile birlikte incelenmelidir. Zira sızdırmazlık elemanının yenisi ile değiştirilmesi sorununuzu çözmeyecektir.
Kavitasyon
Basınçlı bir akışkan bir boğazdan geçerken, örneğin bir valften, akışkanın hızı artar. Bernaulli denklemine göre, (Pst + Pdyn. = sabit) hızdan dolayı dinamik basınç artınca statik basınçta meydana gelen azalma bir vakum oluşuncaya kadar sürebilir. Sonuç yağdaki doymuş havayı buhar damlacıkları halinde açığa çıkartmaktır. Bu olay “kavitasyon” olarak adlandırılır. Bu buhar damlacıkları boğazdan geçerken basınç alanına girdiğinde patlarlar.
Eğer bu patlama sızdırmazlık elemanı veya metal bir yüzey üzerinde olursa, patlamada oluşan büyük kuvvetler yüzeylerini bozacaktır. Bu durum “jet erezyonu” olarak adlandırılır. Hidrolik yağı ile çalışan sistemlerde kavitasyon oluşma ihtimali çok azdır, çünkü yağın buhar basıncı çok düşüktür. (1.5 - 2.5 torr) Ancak su ile çalışan sistemlerde kavitasyon oluşabilir, çünkü suyun buhar basıncı 0.3 bar’dır ve açığa çıkan enerji metal yüzeyleri bile aşındırmaya yetebilir.
SONUÇ
Yağ içinde çözülmemiş hava bulunması hidrolik sistem için çok büyük bir tehlikedir. Yağ içinde hava niçin olur? Nasıl engelleyebiliriz?
1. Devreye alma, sökme takma sırasında sistemde hava oluşur. Bir pompa, valf veya piston sisteme yeni bağlandığında veya arıza veya bakım için sökülüp takılırken içindeki hava alınmalıdır. Örneğin; pompalar, motor mili veya kasnaktan el ile döndürülerek hava alma tapalarından havası alındıktan sonra çalıştırılmalı, zira pistonlarda ise havanın atılması sağlanmalı ve boru veya hortum bağlantıları sağlıklı yapılmalıdır.
2. Bağlantı elemanlarının gevşek olması sisteme hava girişine sebep olur. Kalitesiz bağlantı elemanları kullanımı önemli bir etkendir. Ayrıca şok yükler ve vibrasyon olan sistemlerde (örneğin iş makinaları) bağlantı elemanları sıkça gevşerler. Bu nedenle sık sık kontrolleri yapılmalı, mümkünse bu gibi makinaların bağlantılarında sızdırmazlığı artırıcı kimyasal birleştiriciler kullanılmalıdır.
3. Tasarımdan gelen faktörler de yağ içine hava girmesine sebep olabilir. Birçok makine tasarımcısı yer problemi nedeni ile hidrolik tankı hacimlerinde ve pompa yerleşiminde minimum ölçülerde çalışırlar. Yağ tankının hacmi, tüm kullanıcılar max. yağı kullandığında pompanın emişi için gerekli emniyetli yağ seviyesini sağlamalıdır. Ayrıca tanka yağ dönüşü yüksekten, hızlı ve yağı çalkalandıracak şekilde olmamalı, pompa emişine yakın yere yapılmamalıdır. Özellikle iş makinaları gibi şok darbelere ve titreşime maruz kalacağı belli piston imalatında ağır hizmet tipi sızdırmazlık elemanıler kullanılmalı ve bununla birlikte sızdırmazlık elemanı akma boşluğu fazla bırakılmalı, sızdırmazlık elemanı yataklama ringi ile desteklenmelidir.
4. Hidrolik tankı içinde geri dönüş hattı ile emiş hattı arasına dinlendirme perdeleri konulması yağ içindeki havanın engellenmesine yardımcı olabilir.
5. Pompanın hava emmemesi için tank içindeki akışkanın miktarı yeterli olmalıdır.
KAYNAKLAR
[1] PARKER SEALING HANDBOOK, CATALOQUE NO: 3353/D/E
[2] KASTAŞ KAUÇUK SAN. VE TİC. A.Ş. KATALOĞU, KATALOG NO: 35001
[3] SIMRIT CATALOGUE, NO: 421 790-1093 BG